Ağız Kanseri
01 Şubat 2021

AĞIZ KANSERLERİ

Erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla görülen ağız kanserlerinin erken dönemde yakalanabilmesi için düzenli olarak doktor ve diş doktoru muayenesinden geçmek gerekiyor.

Ağız kanserleri; çoğunlukla alt dudak olmak üzere ağzın içinde, gırtlak bademcikler veya tükürük bezlerinin arkasında oluşan kanserleri kapsıyor. En sık görüldüğü bölgeler; ağız tabanı ve dil. Hemen hemen tümü; ağız, dil ve dudakları kaplayan mukozadan, çok katlı yassı epitelyum (skuamoz) hücrelerden kaynaklanıyor.

AĞIZ BÖLGESİ KANSERLERİNDEN KORUNMA YOLLARI

  • Sigara ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durmak,

  • Düzenli doktor ve diş hekimi muayenesinden geçmek,
  • Ağızda mevcut ise yaraya neden olabilecek diş ve protezleri tedavi ettirmek

BELİRTİLER

Ağız içinde, dudakta beyaz, kırmızı beyaz leke ve yaralar olarak ortaya çıkar. Beyaz lekelenmeler 'lökoplaki' olarak adlandırılır ve habis dönüşüm gösterebilen lezyonlardır. Kırmızı beyaz lekelenmeler, 'eritrolökoplaki' olarak adlandırılır ve kanserleşme riski daha yüksektir.

  • Ağız içinde ve dudakta geçmeyen yaralar

  • Tekrarlayan kanamaya yol açan yaralar

  • Sebepsiz diş kayıpları

  • Yutma güçlüğü

  • Boyunda şişlik veya kitlenin ortaya çıkması

  • Kulağa vuran ağrı

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

İlaçlı kanser tedavisi olarak da bilinen kemoterapide, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen ilaçlar kullanılıyor. Bazen cerrahi ve radyoterapi ile birlikte uygulanıyor. Kemoterapide kullanılan ilaçların çeşitli yan etkileri var. Karaciğer ve böbrekler üzerine geçici de olsa olumsuz etkileri olabiliyor. Bu nedenle kemoterapi, karaciğer ve böbrek fonksiyonları bozuk olmayan hastalarda kullanılmaya çalışılıyor.

Başka bir yan etki ise, hastanın saçlarının dökülmesi. Ancak bu durum geçicidir. Saçlar, tedavi sonrasında yeniden çıkıyor. Bulantı ve kusmalar, en sık görülen yan etkilerdir. Bu yan etkilere, iştah kaybı ve halsizlik eşlik edebiliyor. Kemoterapi ilaçları bağışıklık mekanizmasını da geçici de olsa zayıflatacağından hasta enfeksiyonlara açık hale gelebiliyor. Bu nedenle çok dikkatle kullanılması gereken bir tedavi türü olarak tanımlanıyor.


CERRAHİ

 Tümörün kendisinin veya komşu çevre dokularla çıkarılması gerekirse lenf bezelerinin de temizlenmesini içeriyor. Yemek yeme zorlukları nedeniyle cerrahi işlemden sonra bir süre ağrı tedavisi gerekebiliyor. Özellikle doku ödemi ve şişliğinin düzelmesi birkaç hafta sürebiliyor. Bu zaman içerisinde beslenmeye yönelik zorluklar uygun diyet programlarının uygulanması ile giderilebilir. Tedaviyi üstlenen ekip; hasta cerrahi olarak iyileştikten sonra radyoterapi veya kemoterapi ile devam edilip edilmeyeceğine karar veriyor.

RADYOTERAPİ

Basit olarak; ağız ve boğaz bölgesine uygulanan yüksek enerjili ışınların kanser hücrelerini ortadan kaldırarak kanserin yayılımının önüne geçilmesi olarak açıklamak mümkün. Radyoterapi dozları tümörün büyüklüğü ve yerleşimi göz önüne alınarak belirleniyor.

En sık görülen yan etkiler ise; ağız kuruluğu, diş kayıpları, boğaz ağrısı, diş etlerinde kanama ve ağrı, ağız içi yaralarında gecikme, lokal enfeksiyonlar, çene ekleminde sertlikler, koku ve tat duyusunda değişiklikler, ciltte hafif yanıklar ve yorgunluk. Tedavi süresince hastanın ağız içi bakımının özenle yapılması gerekiyor. Tüm yan etkilere karşı KBB hekimi uygun bir destekleme tedavisi ile hastanın süreci atlatmasında yardımcı olabiliyor.